Yazılar

Hatalarımız...

İnsan dediğin kusursuz üretilmemiştir. “İnsani” duyuları ile zayıflatılmış varlıklardır. “İnsani” duyular olumlu bir olgu olabilecekken çoğu senaryoda olumsuz olarak karşımıza çıkmaktadır. Nihai amaç da –bence- bu insani duyulardan sıyırılıp hataların farkına varmak ve adım adım bu hataları düzeltmeye yönlenmektir. Hayatımızın amacı –bence- kişisel gelişim de denebilecek bu yolculuktan ibarettir. İyiye ve doğruya ulaşmaya çalışmaktır. Önceki yıla göre daha beklentisiz, daha merhametli, daha bağımsız ve ruhani anlamda daha çok olmakla ilgilidir takvim sayfalarının döngüsü… Ben de insanım ve ben de hatalar ile doluyum. Ben de kalp kırıyorum, ben de yanlış yapıyorum, ben de beni zayıflatan insani duyularımın esaretindeyim. Naçizane farkım ise yalnızca “farkındalık”tır. Her güne “bugün hangi hatamı” düzeltebilirim diye başlıyorum. Günün sonunda kafamdan o günün bilançosunu geçirdiğimde hangi hatalarımı nasıl iyileştirebilirim diye düşünüyorum. Bu nedenle biraz da olsa ahkam kesmek olarak görülebilecek bu sözleri kaleme dökmeye cesaret edebiliyorum.

“Ben iyi insanım”!!!! Hepimiz böyle zannediyoruz değil mi? Hepimiz iyi olduğumuzu düşünüyoruz… Hepimiz madem ki iyiyiz, nerde bu kötüler? Hiçbirimiz hak yemiyoruz, hiçbirimiz maddiyatın kölesi değiliz, hiçbirimiz kötü ebeveyn değiliz… Dünya da harika bir yer. Ne toprak ne para ne de güç savaşı var…

“Ben daha iyi bir insan olacağım”, “Ben kalbimi daha çok arındıracağım”, “Ben kıskançlıktan uzaklaşmaya çalışacağım”… Bu ifadeleri kullansak daha hoş olmaz mıydı?

Arkadaşım ben eksik-hatalı-yolun başındaki varlığım ve insani duyularıma esir haldeyken bile görüyorum bunu; sen iyi niyetli değilsin! Sen dürüst değilsin! Sen eksik ifadelerle dürüstlük politikası yapıyorsun. Sonra da ben yalan söylemedim ben öyle demedim diyorsun. Bu seni daha az yalancı yapmıyor. Sen iyi niyetli değilsin, çevrendeki herkesi kötü niyetli ve fesat olarak değerlendirirken nasıl iyi niyetli olabilirsin? Saf bir niyet nasıl saf olmayan çıkarımlarda bulunabilir.

Arkadaşım ben de hatalıyım, ben de eksiğim ama aramızdaki fark ben hatamın farkındayım. Ben seni kullanıp, yalan söyleyip sonra karşına geçip “ben iyi niyetliyim, ben sana yalan söylemedim, ben seni kırmadım” demiyorum.

İnkar edilen en büyük kötü niyet zaten tepemize binmiş durumda… Baştaki böyle yaparsa bireyselleşip doğruyu bulmaya çalışanların sayısı elbette az olacaktır. Ülkemizi yöneten insanlar, siyasi veya idari veya parasal olarak “güçlü” görülen veya algılanan konumdaki insanlar (ki biraz düşünen gerçek gücün bu olmadığını anlar) çok çalışan, sevgiyle çalışan, kültürlü, donanımlı, iyi niyetli ve temiz kalpli olmayan çalışan insanları eziyorsa nereye yol alabiliriz ki?

Ben hatalı yaşayan insani bir bireyim. Her adımım düzelmeye yönelik, kendimle ilgili büyüklük hezeyanlarım da yok ama biliyorum ki ilk önce 1) kişisel düzeyde beni dostluktan, aşktan, vericilikten soğutan insanlar 2) mesleki düzeyde dürüstlükle, sevgiyle ve özveriyle yaptığım işimden beni uzaklaştıranlar 3) global düzeyde bana sen “yarımsın” diyen hayatımda yaşadıklarım yüzünden yeterince hayalkırıklığım yokmuş gibi bunun getirdiklerinin sonucu ile beni aşağılamaya çalışanlar SİZ KAYBEDECEKSİNİZ. İyi niyetli olmaya çalışanlar da yanacak kötü niyetli veya iyi niyetli olduğunu zannedenlerin yanında. Kültürel, kişisel, zihinsel anlamda iyi yetişmiş bu ülkeye verecek çok şeyi olan benim gibi insanları kendinize ve hayata küstüreceksiniz. Ve siz kaybedeceksiniz. Neden mi? Ben maddiyatın kölesi değilim, ben çalışıyorsam, ben veriyorsam ve ben aranızda var olmaya çalışıyorsam iyi insan olmaya çalışmamdır. Ben inzivada daha mutlu olabilirim. Ha yazıyorum da boşa… Tavşan dağa küsmüş dağın haberi yok…

Sosyal Ağlarda Paylaşın

Share on Tumblr

Facebook Yorumları


Yorumlar (0)

Henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!

Yorum Yapın