ikinci Kitap
Kitap kulübünün ikinci kitabını bitirmiş bulunuyoruz. Bence bu oluşumun en güzel yönlerinden birisi; kişi bir kitap kurdu bile olsa okuduğu kitaba daha çok dikkat kesiliyor. Kitaptan çok keyif almayan kişi bile grup için bitirmek zorunda hissediyor kendini, böylece kendi zoruyla kazanımları oluyor, ön yargısını kırmak zorunda kalıyor. Kitapla ilgili düşüncelerini, yorumlarını tartarak ilerliyor. Özgürlüğün en derin denizlerinden biri olan okumak eylemine sorumluluk katıyor. Sorumlu bir şekilde özgür olmak ise harika bir olgu... Fakat bu başka bir yazının konusu… Kitabın adı "Yüzyıllık Yalnızlık". Kitabın tarzı olan büyülü gerçekliğe uygun biçimde beni büyüledi. Farklı dünyalarda risksiz yaşamak değilse nedir okumak... Fakat şunu da belirtmek gerekir ki Türk edebiyatının zengin tasvirleri ve ağdalı sürprizlerine alışık olan okur için sonradan kazanılan bir tattır. Kitap bir yüzyılı anlatıyor. Akıl almaz kalabalıklar içerisinde yalnızlıktan uzaklaşamamışların öyküsünü... Bu nedenle kaybedecek hiçbir kelimesi dahi yok. Her cümlesi zengin her cümlesi farklı tatta bir tasvir içeriyor. Hatta grubumuzdan bir arkadaşımız başta bu tasvirlerin gözünü korkuttuğunu kitabı akmaz hale getireceğini düşündüğünü fakat sonra kendi ilk yargısından utandığını söyledi. Kitabın büyülü gerçeklik türü ise herkese göre değil… Kitap ne fantastik ne de tamamen gerçekçi. Ejderhalar uçmuyor ortalıkta fakat anlaşılmaz olaylar da var. Amaç da bu zaten… Nasıl ki sıfatlar önlerine geldikleri kelimeleri güzelleştirebiliyorlarsa biraz hayal gücü biraz ‘gerçek ötesi’lik de hayatı renklendirir. Gerçek bizde zaten var, olanı okumak da güzel olmayanı da… Fakat dediğim gibi bu tarzı ikna edici bulmayan, hoşlanmayan yoğun bir şekilde tıkanabilir. Belki de bu kitaptan kazanılacak en önemli şeylerden biriydi bu; hayal gücümüzü ne kadar baskı altında tuttuğumuzu görmek. Çocuklarımızı teşvik ediyoruz, hayal güçleri gelişsin istiyoruz ama kendimize gelince gerçeğe uygun olsun istiyoruz. Aslına bakarsanız, bu ne yaman çelişki.
Bu kitabı mutlaka herkese öneririz. Çok etkilenen de olacaktır, anlamsız bulan da. Çok etkilenen de hoşuna gitmeyen de bu düşüncelerinin hislerinin nedenlerini biraz araştırsalar bile zenginleşirler. Grubun hemfikir olduğu bir şey kitabın zenginliği... Sürprizlerle dolu oluşu, bir cümlenin sonunun asla tahmin edilememesi, olumluyu olumsuzla olumsuzu olumluyla bitirme ihtimali… Çok fazla olayı aktarması gerekiyor yazarın fakat anlatılması gereken onca olayın içinde yine de o zenginlik eksik kalmıyor ve o yalnızlık birebir aktarılıyor. Hepimizin ortak noktası aslında bu yalnızlık… Bazılarımız görünürde yalnızız bazılarımız yalnız görünmesek de yalnızız çünkü bir ömür boyunca sadece kendimizi bulmak bile gerçek dışı bir amaç. Bu amaca bir gıdım yaklaşabilirsek ne mutlu… Arada da yalnızlık alt kümelerimizi tatlı dostluklarla kesiştirerek…