Popüler Yazılar

Hiçbir yer

Konu yaşamak istememek değil… Tersine aslında… Konu bu dünyada bu düzende bu sistemde yaşamak istememek…  Böyle bir halde hiçbir yerde olmamak güzel bir konum olmalı.  Birçok din, felsefe ve/veya hayat görüşünün ulaşmak istediği noktanın özeti bu belki de. Hiçbir yerde hem hiçlik var hem de kaynakla birlik. Hem tamamen kendinlesin hem de tamamen boşlukta. Hiçbir ihtiyacın yok, hiçbir filtren yok, hiçbir arzuya bağımlı değilsin. Yaşamın anlamsızlığı değil anlamı hiçlikte bence. Hele o hiçliğe arada ziyaret edip geri gelebilenler anlamlı gibi görünen yaşam karmaşasına belki daha kolay katlanabilirler. Belki astral seyahat, belki meditasyon, belki  de dua ile…

Arada bir kaçıp bu hiçlikte tatil yapabilmenin peşindeyim.

Yoksa beni kim inandırabilir gitgide yükselen binaların-avmlerin-plastiğin gerekliliğine?? Kuralsız- düzensiz toplumlar kuramayışımızın sebebinin DNA’mıza işlenmiş medeniyetsizliğimiz olduğunu bilerek insanoğlunun kibrine nasıl katlanabilirim?

Muhteşem bir “sihir” olarak gördüğüm bilimin sadece ve sadece var olan her canlıya eziyet ve cinayet amacında olduğunu nasıl görmeyebilirim?

Var olmamın “iyi” bir şey olduğunu, yaşayarak insanlık olarak iyi bir şey yaptığımızı ruhen ve zihnen kim kanıtlayabilir…

Belki de “hiçbir yerde” bu soruların cevabı vardır. Bir gün hepimizin olacağı yerde.   



Hatalarımız...

İnsan dediğin kusursuz üretilmemiştir. “İnsani” duyuları ile zayıflatılmış varlıklardır. “İnsani” duyular olumlu bir olgu olabilecekken çoğu senaryoda olumsuz olarak karşımıza çıkmaktadır. Nihai amaç da –bence- bu insani duyulardan sıyırılıp hataların farkına varmak ve adım adım bu hataları düzeltmeye yönlenmektir. Hayatımızın amacı –bence- kişisel gelişim de denebilecek bu yolculuktan ibarettir. İyiye ve doğruya ulaşmaya çalışmaktır. Önceki yıla göre daha beklentisiz, daha merhametli, daha bağımsız ve ruhani anlamda daha çok olmakla ilgilidir takvim sayfalarının döngüsü… Ben de insanım ve ben de hatalar ile doluyum. Ben de kalp kırıyorum, ben de yanlış yapıyorum, ben de beni zayıflatan insani duyularımın esaretindeyim. Naçizane farkım ise yalnıczca “farkındalık”tır. Her güne “bugün hangi hatamı” düzeltebilirim diye başlıyorum. Günün sonunda kafamdan o günün bilançosunu geçirdiğimde hangi hatalarımı nasıl iyileştirebilirim diye düşünüyorum. Bu nedenle biraz da olsa ahkam kesmek olarak görülebilecek bu sözleri kaleme dökmeye cesaret edebiliyorum.



Verimsizlik

Insan varlığından habersiz olduğu bir şeyin hayat boyu özlemini çekip istediğinden bile haberi olmadığı bir şeye hasret duymaya başlayabilir mi? Bu özlemler hasretler midir boşluk duygusunu tetikleyen yoksa boşluğun varlığı mıdır bunları tetikleyen? İçinde bulunduğumuz yalnızlık seçimimizdir öyleyse ben yalnızlığı seçiyorum. Bu haldeyken beni dinleyecek insanlar varken susmayı tercih ediyorum veya beraberken susabileceğim insanlara elimi uzatmıyorum. Öyleyse bunu ben seçtim. Babasız büyümeyi seçmedim ama bana yaptıklarını kabullenmeyi seçtim.